- Jun.2014
- 26
Güçlü Wi-Fi için 5 Altın Kural!
İnternete bağlanan cihaz sayısı arttıkça kablosuz ağların hem kullanımı artıyor hem de verimliliği daha önemli hale geliyor. Dünya kablosuz ağ pazarının lider üreticisi TP-Link, daha güçlü ve daha hızlı kablosuz ağ (Wi-Fi) için kullanıcılara önerilerde bulundu. Güçlü Wi-Fi’ın yanı sıra, ölü bölge (kablosuz ağ sinyalinin ulaşmadığı ya da bağlantı hızının düşük olduğu bölgeler) sorunu için de çözüm önerileri sundu. TP-Link Türkiye Teknik Müdürü Önder Tayanç, mobil cihaz kullanımının artmasına paralel olarak evde ve ofiste her yerden internete bağlanmak istenildiğini vurgulayarak, daha güçlü Wi-Fi için kullanıcıların beş altın kurala dikkat etmeleri gerektiğini belirtti.
Bu beş altın kural ise şunlar:
1- Cihaz Konumlandırma: Daha güçlü Wi-Fi için birinci altın kural, kablosuz sinyal dağıtıcı cihazın konumu. Cihaz, mümkün olduğunca orta bir noktada olmalı; duvara yakın konulmamalı. Duvar ve köşeler gereksiz sinyal kaybına neden olabilen unsurlar. Ayrıca, DECT telefon, mikrodalga fırın, bluetooth cihazlardan uzak olarak konumlandırılması öneriliyor. Bu cihazlar da Wi-Fi sinyallerini engelleyebiliyor. Ahşap döşemelerin ya da dekoratif amaçlı duvar kaplamalarının kablosuz sinyalleri de soğurduğu unutulmamalı!
2- Kanal Seçimi: Kablosuz ağ sinyalleri, belirli frekans aralıklarında çok sayıda kanal ile dağılır; kullanıcılar genelde bunu bilmezler. Ücretsiz üçüncü parti bir yazılım ile aynı frekansta yayın yapan kanallar incelenebilir ve en az yayın görülen kanal seçilerek sabitlenebilir. Bu sayede daha ‘temiz’ bir kanaldan sinyaller ulaştırılır.
3- Anten Kullanımı: Güçlü Wi-Fi için sinyal dağıtıcı kadar önemli bir başka cihaz da antenler. Bina yapısına göre sinyalin taşınacağı noktalara uygun açıda anten kullanılması, verimi artırıyor. Örneğin, dairesel sinyal yayan bir anteni, duvar arkasında sinyale ihtiyaç duyulmayan köşelere koymak, gereksiz sinyal kaybı olacağı için doğru değil. Sinyal dağıtıcı cihaz köşeye yerleştirilecek ise dar açılı yönlü antenler ile cihazın sinyalleri belirli bir alanda en verimli şekilde toparlanabilir. Bu nedenle kablosuz cihaz seçiminde antenlerinin değiştirilebilir olması da önem kazanıyor.
4- Çift Kanal (Dual-Band) Desteği: Kablosuz ağ ürünleri iki farklı frekanstan sinyal yayıyorlar: 2.4GHz ve 5Ghz bandı. Yeni nesil akıllı telefonlar ve diğer cihazlar 5GHz bandını da destekleyen alıcılar ile üretiliyor ve 5GHz bandı daha az kullanılan bir kanal. Bu nedenle öncelikle dual-band destekli kablosuz dağıtıcı cihazların tercih edilmesi gerekiyor. Hem alıcı hem verici tarafındaki cihazlarda bu destek mevcut ise, etraftaki 2.4GHz’de yayın yapan birçok cihazdan etkilenmeyen tertemiz bir bant kullanarak, 5GHz’de iletişimin farkını kolayca hissetmek mümkün.
5- Alıcı-Verici Uyumu: Güçlü Wi-Fi için son altın kural ise alıcı (masaüstü bilgisayar, dizüstü bilgisayar, akıllı telefon vb) ve vericilerin (modem/router/access point)) benzer özellikte olması. Örneğin 802.11n destekli 300Mpbs hıza sahip bir modem, daha eski kablosuz ağ standardı olan 802.11b ya da g destekli 54Mbps hıza sahip kablosuz ağ kartı olan bir masaüstü bilgisayar ile kullanıldığında modemin hızından yararlanılamıyor; düşük olan hız 54Mbps kullanılıyor. Bu tür durumlarda alıcıların hızlarını da modem hızına getirebilecek adaptörler (PCI, PCIe ya da USB adaptörler) kullanılması gerekiyor.
Ölü bölge sorunu için çözümler sunan TP-Link Türkiye Teknik Müdürü Önder Tayanç, ayrıca ölü bölgeler sorununu yok etmek için de kullanıcılara bazı önerilerde bulundu. Binaların yapısı nedeniyle kablosuz ağ sinyalinin evin ya da ofisin her noktasına ulaşamadığı durumlarda menzil genişletici (range extender) ya da erişim noktası (access point) ürünlerinin kullanılabileceğini belirten Tayanç, “Sinyal tekrarlayıcı bu cihazlar evin/ofisin yapısına uygun olarak seçilip kullanıldığında kablosuz ağda ölü bölge sorununu ortadan kaldırır. Evin/ofisin her noktasında dengeli bir şekilde kablosuz olarak internete bağlanılabilir” dedi. TP-Link’in sinyal tekrarlayıcı ürünlerinin marka-model bağımsız olduğunu vurgulayan Tayanç, evrensel tekrarlayıcı modundaki bu ürünlerin her marka-model modem/router ile uyumlu çalıştığını ifade etti. Özellikle çok katlı daire ya da evlerde (iki katlı vb) ise sinyal tekrarlayıcı yerine powerline adaptör çözümleri ile ölü bölge sorununun aşılabileceğine dikkat çeken Tayanç, “İki katlı yapılar ya da dekorasyonda kullanılan duvar giydirmeleri gibi bazı unsurlar nedeniyle yaşanan ölü bölge sorunlarında sinyal tekrarlayıcılar çözüm olamayabilir. Bu durumlarda elektrik hattını internet ağına dönüştüren powerline adaptörleri öneriyoruz. Böylece elektrik prizi olan her noktaya kablolu ya da kablosuz olarak interneti taşımak; ölü bölge sorununu aşmak mümkün oluyor” dedi. Dünyada kablosuz ağ sektörünün açık ara lider firması olan TP-Link’in çok geniş ürün yelpazesi bulunduğunu belirten Tayanç, modemden router’a, access point’ten antene, menzil genişleticiden USB adaptöre kadar kablosuz ağın gereksinimi olan her tür çözüme sahip olduklarını söyledi.
TP-Link Hakkında
1996 yılında kurulan TP-Link, bugün 22 binin üzerinde çalışanı ile ağ (network) ürünleri konusunda üretim yapan küresel bir şirkettir. 33 denizaşırı ofisi ve distribütörlükleriyle 128’den fazla ülkede satış yapan şirketin, dünya genelinde yüz milyonlarca kullanıcısı bulunuyor. Modem, Router, IP Kamera, Powerline Adaptörler, Print Serverlar, Medya Çeviriciler ve Ağ Adaptörleri ürün gruplarında, güçlü AR-GE, efektif üretim ve katı kalite politikası ile ödüller kazanan ürünler sunmaya devam etmektedir. Tüm ürünlerini kendi fabrikalarında A’dan Z’ye üreten şirket, cirosunun yüzde 8’inden fazlasını Ar-Ge’ye ayırmaktadır. IDC verilerine göre kablosuz ağ (WLAN) pazarında yüzde 35’in üzerinde bir pazar payı ile dünya lideri olan şirket, 2013 yılında cirosunu 1.83 milyar dolara çıkarmıştır. Ayrıntılı bilgi için: www.tp-link.com.tr